Yapımı: 2016-Türkiye, Polonya, Fransa, Almanya
Tür: Dram
Süre: 105 Dakika
Yönetmen: Yeşim Ustaoğlu
Oyuncular: Ecem Uzun, Funda Eryiğit, Mehmet Kurtuluş, Okan Yalabık, Serkan Keskin
Senaryo: Yeşim Ustaoğlu
Yapımcı: Yeşim Ustaoğlu, Marianne Slot
Not: 7.0
Yeşim Ustaoğlu'nun son filmi Tereddüt vizyona gireli tam bir ay oluyor. Sınavdı, oydu buydu derken bugün izleme fırsatı bulabildim filmi. Tereddüt, sinemamızda görmeye alışık olmadığımız karakterleriyle, anlattığı meseleyi yine alışılagelmedik bir perspektifle çok iyi ifade eden bir film. Yeşim Ustaoğlu, orta ve alt sınıftan iki kadının kesişen hayatlarını anlattığı Tereddüt'te stereotip karakterlerden, şiddetin ve acının perdede yeniden üretilmesinden kaçınarak sadece yalın gerçekliği bir tokat gibi çarpıyor seyircinin yüzüne.
Filmle ilgili en çok dikkatimi çeken şey yaratılan ilginç karakterleri. Türk Sineması dersi alan bir sinema öğrencisi olarak derste, başlangıcından itibaren Türk Sinemasına dair en çok konuştuğumuz konulardan biri de sinemamızda kadının genellikle karakter değil tip oluşu. Kadınlar ev işleriyle ilgilenirler, çalışan kadınlar içinse eğer o kadın baş karakterse tamamen muhafazakar, ekmeğine bakan kadınlar, yan karakterler ise rahat, cilveli ve erkekleri baştan çıkaran tipler olarak resmediliyorlar. Ve bu durum yeterince kötü ve aşağılayıcı değilmiş gibi o karakterlerin iç dünyasını görme fırsatımız da olmuyor. Onlar sadece orada görünen ve klasik görevlerini yerine getiren stereotipler. Bu konuda farklı duranlardan aklıma gelen ilk film Lütfi Akad'ın Üç Tekerlekli Bisiklet filmi. Üç Tekerlekli Bisiklet'te bir suçlu kaçar ve kocası tarafından tek çocuğuyla terk edilmiş bir kadının evine sığınır. Kadın adamı arzular, adam ona zorla sahip olmaz ya da kadın klasik "iffetsiz, şeytan, baştan çıkarıcı" rolünde değildir. Kadın orada bir karakterdir ve arzuları vardır. Ancak kadının tipten ziyade karakter olarak işlendiği çok film yok maalesef sinemamızda.
Tereddüt'ün çok güzel başardığı bir diğer şey ise ataerkil düzene yaptığı abartısız ve vurucu eleştiri. Şehnaz'ın hastaları arasında zevk için hayvan öldüren küçük bir erkek çocuğu olması, erkek çocukların, özellikle bazı bölgelerde, nasıl yetiştirildiği hakkında bir eleştiride bulunuyor örneğin. Ya da Elmas'ın çocuk sahibi olamayışı yemek sahnesinde Elmas'ın kocası ve kayınvalidesinin ona attığı ufak bakışlarla anlatılıyor. Bu durum nasıl da kadının suçu olarak gösteriliyor, bunu görüyoruz.
Elmas'ın dünyasında klasik ataerkil düzen devam ederken Şehnaz'ın dünyasında erkeğin yemeği hazırlayan, sofrayı toplayan bir karakter olarak çizildiğini, yani aslında normalde ve kendiliğinden olması gerektiği gibi iş bölümü yapıldığını görüyoruz. Bu nüansı da not düşmek istedim.
Güçlü hikayesinin yanında Funda Eryiğit'in Şehnaz'la gösterdiği performans ve Ecem Uzun'un, kağıt üzerinde çok düz ve yapay durabilecek repliklere son derece güçlü bir şekilde can vermesi dikkate değer.
Birçok yanıyla Türkiye Sineması'nın ihtiyaç duyduğu bir film olduğunu söyleyebileceğim sağlam ve cesur, Tereddüt, kolay kolay akıldan çıkmayacak bir şaheser ve Ustaoğlu'nun filmografisinde de her zaman anacağımız bir diğer hazine.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder