Carol (2015) - Atakan Göktepe

11 Şubat 2016 Perşembe

Carol (2015)


Yapımı: 2015 - ABD, İngiltere
Tür: Dram ,  Romantik
Süre: 118 Dakika
Yönetmen: Todd Haynes
Oyuncular: Cate Blanchett,  Rooney Mara,  Sarah Paulson,  Kyle Chandler,  Jake Lacy
Senaryo: Phyllis Nagy
Yapımcı: Tessa Ross,  Christine Vachon
IMDb Puanı: 7.5
Benim Puanım: 8

Bu senenin en çok övülen filmlerinden olan Carol'u Filmekimi'nde kaçırdığım için çok üzülmüştüm. Vizyon tarihinin şubat olarak açıklanmasıysa tam bir hayal kırıklığı olmuştu ama nihayet o gün de geldi çattı. Carol, Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye için yarışmış ve Rooney Mara'ya en iyi kadın oyuncu ödülünü getirmişti. Ardından çeşitli ödüller, adaylıklar geldi ve en sonunda BAFTA, Altın Küre, Oscar'lar... Ben de büyük bir heyecan ve beklentiyle pazartesi günü sinemaya gittim. Carol, olağanüstü güçlü bir film. Her anlamda çok güçlü hem de. Çok iyi oyunculuk performansları, yönetimi, sinematografisi ve elbette olağanüstü müzikleri var. Bazı sinema yazarlarının "senenin en iyi filmleri" listelerinde birinci sırada gördüğüm Carol, bende "acaba abartılıyor mu?" hissiyatı yaratsa da filmi görünce hepsinin ne kadar haklı olduğunu gördüm.
Olağanüstü yazar Patricia Highsmith'in mahlas kullanarak yazdığı "The Price of Salt" romanından uyarlanan filmin konusu artık filmi izleyen, izlemeyen herkesin malumu. En basit ifadeyşe iki kadının aşkını anlatıyor film. Ama yine de kısaca özetlemek gerekirse: Therese genç, çekingen bir kadın, büyük bir oyuncak mağazasında tezgahtarlık yapıyor. Bir gün mağazaya kızı için yılbaşı hediyesi bakmaya gelen, kendinden yaşça büyük ama olağanüstü etkileyici Carol'la tanışıyor. Carol eldivenlerini mağazada unutunca Therese onları geri gönderiyor ve Carol'la samimiyetleri ilerliyor ve birbirlerine aşık oluyorlar. Peki bu filmi bu kadar özel yapan nedir?
Carol, mükemmel bir aşk filmi. Son on yılın en iyi aşk filmlerinden biri hatta. Film bana, gerçek hayat deneyimlerimle bağ kuracaksak, birine aşık olmanın, birine vurulmanın ne demek olduğunu hatırlattı. Bu alışık olduğum bir durum değil. Yani uzun zamandır böylesine direkt olarak insan ruhundaki temel bir duyguya temas eden bir film izlememiştim. Benim için Carol'un başarısı bu. LGBT sinemasıyla heteroseksüel filmlerin bir sentezi adeta. Aşkın cinsiyeti yoktur mesajı vermenin ötesinde, bu film aşkın cinsiyetinin olmadığını öğretiyor ve hissettiriyor.
Tabi bu noktada yönetmen Todd Haynes'ın hünerlerini görmezden gelemeyiz. Haynes, adeta bizi karakterlerinden biri yapıyor. Kamerası bazen sahneye çok yakın bazen de bir seyirci gibi çok uzak. Hatta bazı kısımlarda kameranın bilinçli olarak bir ağacın, bir köprünün, insanların arkasından kaydığını düşündüm. Film, bizleri hem bu filmin seyircisi hem de bir parçası kılıyor.
Ödüllerde "En İyi Kadın Oyuncu" kategorisinde hep Cate Blanchett aday ancak bu bir yanılsama. Bence en iyi tercihi Altın Küre yaptı ve iki kadın oyuncuyu da aynı kategoriden yarışa soktu. Çünkü bu filmin ana karakteri tam olarak Carol değil. Ancak filmin başlı başına Therese'in hikayesi olduğunu da söyleyemeyiz. Bu film aslında iki kadının da hikayesini anlatıyor. Filmin senaryosu iki ana karakteri de derinlemesine gözlemlememize fırsat verirken oyunculara da hünerlerini sergileyebilmeleri için geniş bir alan açıyor. Tabi bu iki olağanüstü kadın da bu alanı hakkıyla doldurmuş. Rooney Mara'nın Oscar adayı performansı (Ejderha Dövmeli Kız, 2011) ve galalar, ödül törenleri, etkinlerdeki hali her zaman için soğuk bir imaj yaratmıştı ancak bu filmde, soğuk imajını çekingenliğe ve hassaslığa dönüştürmesi karakterin çok iyi resmedilmesini sağlamış. Cate Blanchett yine bildiğimiz Cate Blanchett. Göründüğü her sahnede nefes kesiyor ve ikisinin ilişkisindeki ağırlığını ve çekim alanına siz de hissediyor hatta o alana siz de giriyorsunuz. Aslında Todd Haynes bu filmle bütünleşme olayını yalnızca performansların gücüne bırakmamış. Therese fotoğrafçılıkla ilgilendiği için onun objektifinden Carol'u birlikte izliyoruz. Therese Carol'a yaklaşırken kamera da çok yakından ve onun arkasından yaklaşıyor Carol'a, sanki biz de Therese'le birlikte Carol'a gidiyormuşuz gibi. İşte bütün bunların birleşimi filmi müthiş bir kişisel deneyim haline getiriyor.
Filmin Oscar adayı iki özel kısmından bahsetmeden geçemem. Bunlar görüntü yönetimi ve müzik. Sinemadan eve döndüğümde ilk yaptığım şey YouTube'tan filmin müziklerini dinlemek oldu. Yorumlarda birisi "Bunun bestecisine filmin ana karakterlerinden birini yarattığı için teşekkür ederim." yazmış. Daha güzel ifade edilebilir mi bilmiyorum. Müzik gerçekten de filmin ana karakterlerinden biri gibi. Hele ki final sahnesinde müziğin etkisi olağanüstü. Görüntü yönetimini diğer aday filmlerle kıyaslamamakla birlikte sinematograf Ed Lachman'ın 50'leri, karı, noeli tema alan bu filmde yakaladığı kareler adeta yağlı boya resim gibi. Kırmızı, siyah, beyaz bazen de sarının olağanüstü bir kompozisyonu.
Carol, 5 Şubat'tan itibaren ülkemizde vizyona girdi. Siz de benim gibi filmi Filmekimi'nde kaçıranlardansanız yılın en iyi filmlerinden birini kaçırmayın. İnanıyorum ki bu film ileride türü içinde her zaman adı geçen ikonik bir eser olarak anılacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder