Isle of Dogs (2018) - Atakan Göktepe

31 Mart 2018 Cumartesi

Isle of Dogs (2018)


Yapım: 2018 - ABD, Almanya, Japonya
Yönetmen: Wes Anderson
Seslendirenler: Bryan Cranston, Koyu Rankin, Edward Norton, Greta Gerwig, Frances McDormand, Liev Schreiber, Bill Murray
Senaryo: Wes Anderson
Yapımcı: Wes Anderson
Not: ★★★½

Wes Anderson'ın son filmi Isle of Dogs'un İstanbul Film Festivali'nde gösterileceğini duyduğumda büyük bir kıskançlığa kapılmıştım. Sonrasında yaşadığım şehre yakın bir başka şehir olan Valenciennes'daki film festivalinde gösterileceğini duyduğumda durur muyum, hemen izlemek için yola çıktım.
Şimdi Wes Anderson tarzıyla ve estetiğiyle birçoğumuzun sevdiği bir yönetmen, malumunuz. Isle of Dogs'un Berlin'den En İyi Yönetmen ödülüyle dönmesi de filme karşı beklentileri arttırdı. Ancak bu beklentilerden kaynaklı mıdır yoksa izah etmeye çalışacağım nedenlerden midir bilmiyorum, ben filmi pek sevemedim.
Öncelikle sorunlu bir senaryosu var Isle of Dogs'un. Sorunu, yeteri kadar güçlü ve ikna edici olamayışı. Film, çok kabaca bahsedersem, kedi seven bir diktatörün, köpekleri bir adaya sürdürtmesini ve 12 yaşındaki Atari'nin köpeğini aramak üzere bu adaya gidip oradaki bir grup köpekle, koruyucu köpeği Spot'u aramasını anlatıyor. Stil denilen şeyin aslında "kendinden çalmak" olduğu söylenir. Wes Anderson'ın bunu artık abarttığını düşünüyorum. Bu filmin senaryosu o kadar klasik, o kadar "ben Wes Anderson hikayesiyim" diye bağırıyor ki, izlerken "tamam şimdi de böyle olacak" diye diye izliyorsunuz. Bütün bunların üstüne  Anderson'ın yabancı bir ülke sınırlarında anlattığı hikayenin samimiyetsizliği de ekleniyor maalesef. Ve tabi film hikayenin özünden yola çıkarak artık birer trend haline dönüşmüş otoriteryanizm eleştirisi, medya manipülasyonu eleştirisi gibi kozlarını da oynuyor ki bunlar filmde aşırı derecede eğreti duruyor.
Evet, film yine çok tatliş, Anderson'ın dolly'leri, müzik kullanımı yine var insanlar bunları övecektir muhakkak; ancak bu, Wes Anderson'dan izlediğimiz iyi örneklerin arasına giremiyor maalesef. Kaldı ki Fantastic Mr. Fox'a da çok bayılmamış olmama rağmen Anderson bu filmden çok daha iyisini o filmle yapmıştı. O sebeple Anderson'ın bu bilmediği alandaki mesaj ve saygı duruşu kaygılı hikaye anlatış çabası görsel sevimlilik ve filmografisindeki ayrıksı bir denemeden ötesine geçemiyor maalesef. Ama yine de Anderson'ın anlatı dilini sevenler için görülebilecek bir film.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder