Ev - Atakan Göktepe

14 Eylül 2012 Cuma

Ev



Yapım: 2009 - Türkiye
Tür: Gerilim
Süre: 95 dakika
Yönetmen: Caner Özyurtlu, Alper Özyurtlu
Oyuncular: Alican Yücesoy, Gülçin Santırcıoğlu, Deniz Celiloğlu, Funda Eryiğit, Ece Çeşmioğlu, Alpay Kemal Atalan, Şükran Ovalı, Ahmet Saraçoğlu, Özgür Özberk, Kerem Atabeyoğlu, Aşkın Şenol, Melda Gür, Alpay Atalan, Levent Ünsal, Ibrahim Ersoylu, Birol Temizyer
Müzisyen: Hayko Cepkin, Deniz Güngören, Emre Değer
Görüntü Yönetmeni: Aras Demiray
Senaryo: Caner Özyurtlu, Alper Özyurtlu
IMDb Notu: 6.2
Benim Notum: 7.3

Dün akşam büyük bir riske girdim: Türk yapımı bir gerilim filmi izledim. Ben her zaman Türkiye'de uç türlerin yapımına destek verenlerdenim. Uç tür derken bayıldığım korku, gerilim, polisiye ve fantastik gibi türleri kastediyorum. Ne bileyim, belki yapılabilir ama pek yapamıyoruz biz bu işi. Zaten korku filmlerimizin kalitesi malum ama gerilimde çok büyük bir aşama kaydettik.
Ev, bir tek gerilim filmi olarak algılanmamalı aslında. Değindiği noktalar da çok değerli. Kitlesel panik, televizyon dünyası, aptal televizyon programları, günlük yaşamda karşılaştığımız tipler, beklenmedik kriz anları... En başta yapımın Türk işi olması tedirgin etse de bir cesaret izledim filmi.

Ev, bizi yıllar önce kendine esir eden BBG programında geçiyor. İsmi BBG değilse de "Ev" olmuş. Yarışma format ve yarışmacı tiplemeleri açısından bizim bildiğimiz BBG'yle aynı.
Konusu ise kısaca şöyle: Tüm hızıyla devam eden "Ev" programında 15 yarışmacıdan geriye 7 yarışmacı kalmıştır. Yine bir elemenin olduğu akşam kimliği belirsiz bir şahıs "Ev"e girer ve yarışmacıları ve bir kameramanı esir alır. Tüm girişlerde ve kendi nabzı düştüğünde patlayacak şekilde ayarlanmış bombalar olduğunu ve silahlı olduğunu belirten X hem polisin hem evdekilerin elini kolunu bağlar. Filmin temeli "Böyle bir şey yaşansa Türk halkı bu vahşete ortak ve seyirci olur mu?"ya dayanıyor. Aslında hepimizin televizyon izleme amacımızı ve bu esnada ne kadar kana susamış olduğumuzu eleştiriyor "Ev". Ev'i basan X de aramızdan biri aslında. "Ben bu gece bana zorla seyrettirilen reklamların parasının karşılığını almaya geldim."diyor. Aslında hem seyircilerin hem yarışmacıların ne kadar saçma bir iş peşinde olduğunu ve bunun aslında sağlıklı bir kafayla düşünüldüğünde mantıklı olmadığını gözler önüne seriyor.
Bir internet sitesi açıyor kendisine X. Bu sitede evde kalan yarışmacılar var. Bir iddiası var: Eğer bu anket 2.000 oyu geçmezse evden hiç kimseye zarar vermeden gidecek ama eğer 2.000 oyu geçerse en çok oy alan kişi evden birisini öldürecek. Burada, dediğim gibi, bizlerin kana susamışlığı devreye giriyor ve site 3 milyona yakın oylanıyor.
Bana kitlesel panik ve kana susamışlık anlamında The Mist filmini hatırlattı.
Oyunculuklar anlamında da çok başarılıydı film. Kerem Atabeyoğlu Başkomiser Ergin rolünde sahne otoritesini eline almış. Onun dışındaki evdekilerin hepsinin performansı iyiydi. Zaten filmle ilgili ilk söyleyebileceğim şey filmin doğal olduğu. Evet, sokaktan tutup getirdikleri insanlar değil oyuncular, tecrübeliler ama yine de doğal bir havası vardı filmin. Görüntü kalitesinin düşük olması da rahatsız edici bir detay değil, gayet de uyumlu olmuş. Zaten bir tek Özgür Özberk'in performansı kötüydü. Onun dışında ben rahatsız olmadım.
Filmde ses problemi vardı. Aşırı yüksek sesli ağlamalar, korkmalar, üzülmeler çok itici ve sinir bozucuydu. Bunun haricinde konu anlamında hiç sıkmadan izlenecek bir gerilim filmiydi. Türk yapımı olması da gurur, mutluluk ve umut veriyor. Umuyorum ki daha iyileri de çekilsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder