Kara Şövalye Yükseliyor/The Dark Knight Rises - Atakan Göktepe

30 Temmuz 2012 Pazartesi

Kara Şövalye Yükseliyor/The Dark Knight Rises


Yapım: 2012 - ABD, İngiltere,
Tür: Aksiyon, Dram, Fantastik, Gerilim, Gizem, Korku, Macera, Polisiye, Savaş, Suç,
Süre: 164 dakika
Yönetmen: Christopher Nolan,
Oyuncular: Christian Bale, Anne Hathaway, Gary Oldman, Morgan Freeman, Marion Cotillard, Liam Neeson, Joseph Gordon-levitt, Michael Caine, Tom Hardy
Müzisyen: Hans Zimmer, James Newton Howard
Görüntü Yönetmeni:  Wally Pfister,
Senaryo: Christopher Nolan, Jonathan Nolan, Bob Kane, David S. Goyer,
Senaryo (Kitap): Bob Kane
IMDb Notu: 9.0
Benim Notum: 9.0

Süper kahraman filmlerini sevenleriniz vardır. Hatta tüm çocukluğu süper kahraman (çizgi)filmleriyle geçenleriniz de. Ama süper kahraman filmleri bana göre değil. Birçok noktada inandırıcılığına kolayca yitiriveren filmlerdir çünkü bu türün filmleri. Bu yargımı (Önyargı demiyorum çünkü hala öyle düşünüyorum) sarsan en büyük darbe 2008'de izlediğim The Dark Knight'tı. Demiştim ki başımıza gelen en kötü süper kahraman filmi böyle olsun. İlk defa bu tarz bir filmi "süper kahraman filmi" olarak değil de "bomba bir film" olarak değerlendirdim.
1989'da Tim Burton'ın çektiği Batman'i ve ardından devam niteliğindeki Batman Returns'ü izlemiştim. Bu filmler Nolan'ın üçlemesinin aksine işi ciddiye değil hafife alan ama bu şekilde kendine has mizahi bir hava yakalayan filmlerdi. (Batman'de Jack Nicholson'ın öyle bir Joker oyunu vardır ki hala hayranım.) Nolan bu sefer daha ciddi, daha karanlık, daha gotik, daha sert ve yıkıcı bir Gotham City'i ve Batman'i sunuyor okura. Daha önceki uyarlamalara takılmadan Batman'in veya Bruce Wayne'in hikâyesini anlatan Nolan harika iki filmin ardından muhteşem bir finalle üçlemesini taçlandırmış.

Film ikinci film The Dark Knight'ta bıraktığı yerden devam ederek tam bir seri havasını sağlıyor. Açılış sahnesi Harvey Dent'le ilgili olunca ikinci filmin kaldığı yerden devam edildiği havası sağlamlaştırılıyor. Özellikle filmin Gary Oldman'la (Teğmen Jim Gordon) başlaması beni ayrıca memnun etti. Filmin genelinde olduğu gibi açılışta da <a href="http://www.imdb.com/name/nm0001877/">Hans Zimmer</a>'ın harika müzikleri eşlik ediyor olağanüstü görsel efektlere. Film neredeyse <a href="http://www.imdb.com/title/tt1375666/">Inception</a> kadar anlaşılmaz başlıyor ama Wayne'in yani zenginlerin ve bürokratların dünyasına girince film bir hız kazanıyor ve The Dark Knight'tan beri neler olmuş bunlara değiniliyor.
Batman'in 8 yıldır gözükmediğini görüyoruz. Bununla beraber Bruce Wayne'de dışarı çıkmadığı için kemik ve kıkırdak rahatsızlıklarından muzdarip bile oluyor.
Oyuncu kadrosu, takdir edersiniz ki, çok sağlam. Christian Bale, Morgan Freeman, Gary Oldman, Michael Caine, Anne Hathaway, Liam Neeson... Daha ne olsun? Hepsi de rollerine tam olarak uymuş oyuncular. Christian Bale, Bruce Wayne'in ikili hayatını ve Batman'in "şövalye" diye anılmasına sebep olacak olağan gizemliliği ve soğukluğu çok iyi tutturmuş. Morgan Freeman'ın Esaretin Bedeli'nden beri gördüğümüz o halleri... Nasıl anlatsam..? Adeta bizden biri. Oynadığı bu karakterl öyle candan, öyle güvenilir ki Freeman böyle bir role takla attırır. (Ki attırmış.) Zaten Michael Caine'den daha iyi bir Alfred düşünemiyorum. Adam yaşlandıkça karizmatik oldu. Bu üç filmde de uşakla yoldaş arasındaki o hafif ukala üslubu çok iyi tutturmuş. Ya Anne Hathaway'in femme fatale "Kedi Kadın" performansı? Habertürk'teyi yanılmıyorsam, bir gazeteci Anne Hathaway'i Kedi Kadın rolüne yakıştıramadığını söylemiş. Bence böyle bir karaktere uyabilecek en seki kadın Hathaway'dir. Ha, ben filmin genel anlamda "Kedi Kadın"a bakışını sevmedim o ayrı. Bu, filmin çok çok az sayıda olan eksilerinden biri. İzlediğimiz bir "Kedi Kadın" değildi ki. Sadece taktığı maske ve tepesindeki kulaklarla ima ediliyordu bu. Bizim izlediğimiz sadece Selina Kyle isimli hırsız bir kızdı. Bu Michelle Pfeiffer'in veya Halle Berry'nin filme yansıtılışlarının yanında çok sönük kalmış.

Anne Hathaway yanlış bir seçim değil. "Senaryodaki Kedi Kadın'ın" altından rahatlıkla kalkmış.

Filmin artılarını şöyle sıralamak mümkün:

Film görsel anlamda seyircisine çok şey vaat ediyor. Paradan sakınılmadan yapılmış görsel efektler harikuladeydi. Sürenin uzun olması bir dezavantaj olmamış. Film hakkında tek rahatsız edici şey de şu: Diğer filmleri izlememişseniz ufak detayları kaçırabilirsiniz. Bu da çok büyük bir dezavantaj değil tabi.
Müzikler... Dediğim gibi filmin havasını yakalamanıza yardımcı oluyor.
Yönetmen hem kendi serisinin filmlerine hem de diğer filmlere küçük göndermeler yapmayı da ihmal etmiyor.
Kesinlikle hiçbir bilgi vermek istemediğim muhteşem bir finali var. Bir polisiye gibisinden hoş tivistleri var finalin.

Sonuç olarak Christopher Nolan bir Batman Efsanesi yarattı son sekiz yılda. En azından "Alacakaranlık"tan daha efsane olduğu kesin. (Hani ismi Twilight "Saga" yahahahahahahaa... Pardon.)
Kesinlikle izlenmesi izletilmesi gerekn bir film olduğunu söyleyebilirim. Sinemaya gitmekte tereddüt ediyorsanız hemen harekete geçin ve sinemaya gidin. Bilet paranızın karşılığını alacaksınız.

Not: Filmi mümkünse dublajlı izlemeyin. Dublajcılar çok kaliteli devlet tiyatrosu sanatçıları ve bu alanda profesyoneller ama seslerle karakterler kesinlikle uyumlu değil. Seyir zevkinizi düşüreceği neredeyse kesin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder